IoT - Nesnelerin İnternetiTeknoloji Trendleri

Telekom Operatörleri ve Çözüm Ekosistemi 

0

Ömer Gazimihal

Nesnelerin interneti teknolojilerini en çok sahiplenen sektörlerin başında telekom sektörü geliyor demek yanlış olmayacaktır. Nesnelerin interneti uygulamaları arasında Endüstri 4.0, akıllı şebekeler, akıllı sayaçlar ve akıllı şehirler gibi teknoloji konseptlerinin temel değer teklifi, telekom operatörleri üzerinde toplanmıştır. Bu değer teklifini iş ortağı ve müşterilerine taşımak isteyen telekom operatörleri de bu alanda çalışmalar yapmaktadır. 

Telekom operatörleri olarak bu alanlarda müşterimize sunduğumuz en önemli değer teklifimiz ise güvenliktir. Erişim güvenliğinde kendini ispatlamış ve müşterisinin gözünde güvenilir bir markaya dönüşmüş telekom operatörleri; kritik verilerin toplanması, taşınması ve işlenmesi için aynı güveni müşterilerine sunabilmektedir. Erişim güvenliği ve milyonlarca müşteri verisinin güvenle saklanmasından elde edilen tecrübe, kritik veri olarak konumlandırılan IoT verileri için de aynı ihtiyacı taşımaktadır. Bu güveni kamu ve banka müşterilerinin seçtiği telekom operatörlerine bakarak inceleyebilirsiniz.

Bu durumda iki soru sormamız gerekiyor:

1- Telekom operatörleri neden IoT’ye yatırım yapıyor?
2- Uzmanı olmadığımız bu sektörlerde nasıl faaliyet göstermeyi planlıyoruz?

Telekom operatörleri neden IoT’ye yatırım yapıyor?

Bu soruya, baktığınız açıya bağlı olarak birden fazla doğru cevap verebiliriz. Örneğin ilk olarak, yeni müşterilerimiz ‘nesneler’ olacağı için IoT’ye yatırım yaptığımızı söyleyebiliriz. Erişim yetkinliğimiz ile her teknoloji uygulamasının merkezinde yer almamızdan kaynaklı olarak, uçtan uca hizmet verme iştahımız da IoT yatırımlarımızın nedenlerinden birisidir. Erişim operatörlüğünden veri operatörü olma stratejisi güdümüzün de IoT yatırımlarımızın başlıca sebeplerinden olduğunu söyleyebiliriz. Özetlemek gerekirse, neden yatırım yaptığımız hakkında birden fazla doğruya sahipken ‘neden yatırım yapmamalıyız?’ sorusuna verecek cevabımız bulunmuyor.

Öte yandan T-Systems, BMW’nin fabrikalarında dijital dönüşüm yapıyor. İsveç telekom operatörü Telia, Volvo ile birlikte madencilik alanındaki senaryoları çalışıyor. Aeris Communications başkanı Rishi Mohan Bhatnagar, Hindistan telekom operatörlerinin gelirlerinin %15-20’sinin IoT tarafından sağlanacağını söylüyor. Bu global örneklere bakıldığında da telekom stratejisinin ortak böleninin IoT olduğunu görmekteyiz.

Uzmanı olmadığımız bu sektörlerde nasıl faaliyet göstermeyi planlıyoruz?

Bu sorunun cevabı telekom operatörlerinin yıllar içerisinde büründükleri kimlik ve üstlendikleri rollerde saklı. Hayatlarına ‘haberleşme servis sağlayıcısı’ olarak başlayan telekom operatörleri, zaman içerisinde müşteri memnuniyetini artırmak ve rekabet avantajı sağlayabilmek adına ‘kolay bilgi sağlayıcısı’ rolü üstlendiler. Bu rol ile hayatımıza ‘Goller Cepte’, ‘Nöbetçi Eczane’ vb. birçok istenilen bilgi için abonelik ve SMS sorgu modelleri girmiş oldu. Ancak zaman içerisinde bu kimlik evrilmeye başladı. Müşteriler sadece erişim ya da kolay bilgi değil, operatörlerin sahip olduğu teknolojik başarıya ortak olmak ve bu teknolojiden faydalanmak istediğini işaret etmeye başladı. Bu talebi karşılamak için telekom operatörleri bir kez daha yeni bir kimlik ve role bürünmeye başladı. ‘Ekosistem Yönetimi’ rolü ile telekom operatörleri, ekosistem oyuncusu olmakla birlikte ekosistemi oluşturan, yaygınlaştıran ve globalleştiren birer ‘Ekosistem Yöneticisi’ kimliğine sahip olmaya başladılar.

Bulut Tabanlı Çözüm Ekosistemi

AT&T gibi küresel telekom devleri, IoT Platformları etrafında yığınlar halinde ekosistem oluşturuyor. T-Systems, Avusturya’da 5G&IoT deneyim merkezi açıyor. Peki bu gelişmeler neden oluyor? Neden ses/mesaj/veri satmak gibi artık uzmanı olunmuş ana iş kalemleri dışındaki işlerde inisiyatif alıyorlar?

Bu sorulara çok kısa ve en hızlı “marka değeri” başlığı altında yürütülen çalışmalar olarak cevap verebilir. Ancak tek sebebin salt bu olmayacağı kesindir.

Telekom operatörleri haberleşmeden fazlasını vadediyor  

Pramidin en altına bakıldığında telekom operatörleri ‘haberleşme servisleri sağlayıcıları’ olarak görev üstlenip, görece sınırlı müşteri sayısına sınırlı ürün portföyü ile hizmet ediyorlar. Haliyle kontrol noktaları, haberleşmeden ibaret oluyordu ki bu da, o dönemler için en yenilikçi teknolojiler arasında yer alıyordu. Ancak telekom operatörleri, daha geniş kitleye yayılabilmek adına müşterilerinin hayatlarını kolaylaştıracak teknoloji ve iş birlikteliklerine odaklandı. Hatırlayın, premium abone olmanın ne de çok avantajı vardı!

LPWAN teknolojilerinin ve mobil haberleşme teknolojilerinin gelişmesi, sektör paydaşlarının artması, haberleşme servis kalitesinin rakip markalar arasında bile yakınsanması ve tarife, operatör değişikliklerini hayatımıza sokan yönetmeliklerin var olması ile telekom operatörleri, kendilerine yeni oyun alanları bulmaya yönlendirildi.

Ancak telekom operatörleri, güvenli iletişim kaynağı olarak hala kablosuz haberleşme servislerinin merkezinde yer alıyor. Bu da doğal olarak telekom operatörlerine, yeni nesil akıllı teknolojilerinin tam merkezinde konumlanma gereksinimi peyda ediyor. 

5G ve IoT teknolojilerinde iş modelleri değişti, değişmeye de devam edecek. Bu da telekom operatörlerini, bir ekosistem oluşturup bu ekosistemin merkezinde yer alma modelini benimsetmeye zorluyor. Tüm bunlar Bulut Tabanlı Çözüm Ekosistemi iş modeli olarak adlandırılıyor.

Comments

Yorum yapma kapatılmıştır