IoT - Nesnelerin İnternetiTeknoloji Trendleri

IIoT Uygulamalarındaki “Çok” Büyük Veri

0

Ömer Gazimihal

Endüstriyel IoT Platformlarını derinlemesine ele aldığımız yazı dizimin bir önceki makalesinde “Endüstriyel IoT Platformları ve Yeni İş Modellerinin Geliştirilmesi”, “IIoT Uygulamaları ve Platformları ile İlişkili Zorluklar” ve “Eski Makineler” konularına açıklık getirmiştik. Bu makalede ise IIoT uygulamalarında ortaya çıkan verilerin akışında yüksek performanslı donanım ve yazılım sunan bulut teknolojisine ve çözüm sağlayıcılarına değineceğiz…

Büyük Veri 

Takım tezgahını çalıştırırken dahi büyük miktarda sensör, işletim ve üretim verileri birikir. IIoT uygulamaları oluştururken de şu anahtar sözcüğü unutmamak gerekir: Büyük veri. Burada elbette tek bir makineden, ölçüm cihazından veya üretim sisteminden bahsetmiyoruz çünkü kapsamlı vizyon; tam bir üretim sahasını hatta birden fazla üretim lokasyonunu birbirleriyle ağa bağlamakla oluşmaktadır. Sonuçta bu çeşitli “oyuncular” yalnızca internet üzerinden çok çeşitli veri alışverişi yapmakla kalmaz, aynı zamanda büyük hacimli bilgileri gerçek zamanlı olarak yorumlamak ve analiz etmek zorunda olan çeşitli dahili sistemleri de içerir. Taşınan veri hacmi de bu nedenle katlanarak artar. Yükün en yoğun olduğu noktalarda bile hızlı bir veri akışı garanti edilecekse, yüksek performanslı donanım ve yazılım vazgeçilmezdir. Bu da en baştan aklınızda tutmanız gereken önemli bir yatırım alanıdır.

Hangi Platform? 

Burada, net bir ifadeyle konuya başlamalıyız: Bulut çözümleri “gelecektir”. Konunun özünde, küreselleşmiş bir dünyanın üretim süreçlerini birbirine bağlamaktan söz ediyorsak, bu neden bulutta olmasın?

Şirketler zaman içinde büyür ve konumlarını, süreçlerini ve üretim sistemlerini değiştirirler. Bulut çözümleri ise bu faktörleri göz önünde tutarak birçok şirket için ideal bir teknik altyapı sunar ve kuruluşlara nispeten az bir maliyetle ölçeklenme imkanı verir. Finansal giriş maliyetleri düşük olan bulut çözümleri aynı zamanda kullanım modelleri de dahil olmak üzere şirketlere muazzam özgürlük sunar. 

Buluta yönelik tipik bir eleştiride neredeyse ilk sorulan soru, bulutun güvenliğine yöneliktir. Her ne kadar haklı bir itiraz olsa da aynı hızla cevaplanabilen bir itiraz bu; çünkü bir yandan yerel veri merkezlerine sahip güvenlik sertifikalı sağlayıcılar varken öte yandan da bulut, şirket içi ve şirket dışı bir çözümü içerebileceğinden kurumlara esneklik sağlar. Esneklik, özellikle hassas veriler için çok yönlü güvenliği garanti eder. Bu da bizi doğru sağlayıcıyı seçme sorusuyla baş başa bırakır. Genelleştirilmiş bir öneri ise kesinlikle mümkün değildir.

Pazar araştırmalarına göre, toplamda 400’den fazla platform mevcut olsa da Turkcell, Microsoft, SAP, Amazon Web Services veya Google gibi büyük oyuncular kendi çözümlerini sunar. Doğru seçimi yapmak ise proje, hedefler ve sonuçta ortaya çıkan teknik şartnamelerle ilgilidir. Bağımsız bilgi birikimi bu noktada yine vazgeçilmezdir. Görevlendirilen uzmanlar, bu konuya dayalı tavsiyeler sunmak için diğer IIoT projelerinden kapsamlı deneyime katkıda bulunmalıdır.

IoT teknolojisi sağlayıcıları için de denklem aynı derecede karmaşıktır ancak burada birkaç zorunluluk ortaya çıkmaktadır:

  • İş birlikleri çok önemlidir ve endüstriyel cihaz ve ekipman üreticileri, başarı için kritik öneme sahip analitik liderleri ve bulut hizmeti sağlayıcıları ile ilişkiler kurmaktadır. Birçoğu, kısmen bu ortaklarla daha iyi çalışmak için kendi analitik yeteneklerine de yatırım yapmaktadır. 
  • Endüstriyel ortamda uzmanlaşma, nereye yatırım yapılacağına ilişkin kararları daha da karmaşık hale getirecektir çünkü her sektörün farklı bir ekosistem yapısı vardır. Bazıları diğerlerinden daha parçalı, bazıları daha küreseldir. Benzersiz özellikleri anlamak ise ticari ve teknolojik çabaların anahtarı olacaktır. 
  • Eski ekipman ve yerleşik yazılım için uzun değiştirme döngüleri her ne kadar geçişleri zorlaştırsa da bu mümkündür. 
  • Operasyonel teknoloji gereksinimleri karmaşıktır ve arıza, tüketici uygulamalarındakinden daha fazla risk taşır. Pek çok endüstriyel uygulama, büyük fiziksel cihazları düşük gecikmeyle ve genellikle çok yüksek hızlarda çalıştırır.  Bir üretim sürecindeki kritik işlevleri çalıştıran bu uygulamalar, ciddi güvenlik sonuçları olmadan çalışmayı kolayca durduramaz. Bu nedenle, operasyon teknolojisinin gerçek zamanlı olarak çalışması, belirleyici olması ve yıkıcı arızaların meydana gelmesini önleyen arızaya karşı güvenli bir mod içermesi gerekir. “Mavi Ekranlar” operasyonel teknolojilerde kabul edilemez. 
  • İhlaller felaketle sonuçlanabileceğinden güvenlik ve veri güvenliği çok önemlidir. Stuxnet solucanının İran’ın nükleer tesislerine 2010 yılında saldırması, endüstriyel kontrol sistemlerine sızan ve tehlikeye atan kötü amaçlı yazılımların endüstriyel sistemlere verebileceği potansiyel hasarı gösterdi. Santrifüjlerin mantık denetleyicisine saldırmak üzere programlanmış Stuxnet gibi solucanlar, görev açısından kritik operasyonlar için özellikle tehlikeli bir risktir.

Mevcut fırsatlara ve pazar liderlerinin belirlediği yöne bağlı olarak, endüstriyel teknoloji sağlayıcıları başlangıç noktalarına, istek ve yeteneklerine bağlı olarak platformları seçmek için en az üç açık seçeneğe sahiptir. Bu üç başlıkta stratejik karar alma üzerine kaleme aldığımız yazıya ise bir sonraki sayımızda yer vereceğiz…

Comments

Yorum yapma kapatılmıştır