Dijital ŞirketlerÜRETİM

Turkcell’in Bozok ürünü ile güvenlik kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz

0

BMC Grup Bilgi Teknolojileri Direktörü Serdar Erdem, “Turkcell’in siber tehdit istihbarat ürünü Bozok’u kendi güvenlik ürünlerimizle entegre ederek daha etkin koruma imkanına sahip olmayı, olası bilgi sızıntılarını ve güvenlik zafiyetlerini hızlıca tespit etmeyi hedefliyoruz.” dedi.

1991 yılında Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olan Serdar Erdem, sistem kurulumları, ağ altyapıları kurulumları ve yazılım geliştirme çalışmaları gibi faaliyetler yürütürken Genel İşletme yüksek lisansını da tamamladı. Erdem, “Bitirme tezim de ileriki yıllarda daha çok hayatıma girecek olan ERP sistemleri ile ilgiliydi. O yıllarda tezin eki olarak, üretim sektöründe çalışacak bir MRP yazılımı da geliştirmiştim.” diyor. Birkaç büyük grupta çok sayıda farklı iş/sektör projeleri yaparak geçirdiği yılların ardından yaklaşık 4 yıl önce yolu Türk Otomotiv Sanayileri’nin köklü kuruluşlarından BMC Otomotiv ile kesişen Serdar Erdem, o dönemden bu yana BMC için emek sarf ediyor.

Savunma Sanayi tarafında Türk ve dost ülke orduları için farklı kapasitelerde zırhlı personel taşıyıcıları, taktik tekerlekli kamyonlar, tank taşıyıcı araçlar ve özel tip zırhlı araçlar; ticari araçlar sınıfında da çekici, yol ve inşaat kamyonları yanında toplu taşımada kullanılan otobüsler üreten BMC Otomotiv’in ürettiği tüm araçların yedek parça tedariği ve satış sonrası servis hizmetleri ise iş ortakları ile birlikte verdiği hizmetlerin başında geliyor.

IoT, otomotiv sektöründe artık “araçların interneti” olarak anılıyor. Otonom araçlar özelinde, gelecekte endüstriyi hem üretim aşaması hem de son kullanıcı bağlamında sizce neler bekliyor?

Otonom araç teknolojilerinin güvenlik seviyelerinin artırılması için Araç-Araç (V-2-V), Araç-Altyapı (V-2-I) iletişiminin sağlanması, özellikle konum ve yön bulma kabiliyetlerinin artırılması için de yüksek çözünürlüklü haritalara (HD Map) erişim sağlanabilmesi oldukça önemlidir. Günümüzde araç kullanıcılarının sorumlu olduğu bu gibi rol ve etkileşimlerin ilerleyen dönemde IoT tabanlı akıllı makinelere verilecek olması insan-makine etkileşiminin ve güven seviyesinin olgunlaştırılmasını gerektirmektedir. Örnek olarak, bugün kullanılan 4-4.5G teknolojileri kesintisiz ve yüksek hızlı veri alışverişinde hala sorunlar yaşarken bu veri iletim hızı ve kalitesi üzerine kurgulanacak bir IoT de günlük kullanımda ciddi sıkıntılara, belki de kazalara neden olacaktır. Otonom araçların yaygınlaşmasında öncelikle altyapının sorunsuz hale gelmesi önemli bir konudur.

Diğer taraftan, şu anda aracı kullanmak ile meşgul olan sürücüler artık çeşitli online sosyal medya ya da eğlence platformlarında zaman geçirmek gibi aktiviteler talep edecektir. Bu da aracın bağlantı hızının daha da artırılmasını gerektirecektir. Özetle, geleceğin akıllı araçları “yüksek veri hızı ve kalitesi” üzerinde yapılandırılmış mobilite çözümlerine dönüşecektir. Bu teknoloji büyük şehirlerdeki park ve trafik sorunlarına da büyük bir çözüm sağlayabilir. Aynı zamanda, kaza önleme ve yakıt tüketiminin azaltılmasına da çok büyük katkı sunabilir. Örneğin; kamyon bir yokuşa yaklaşırken internet üzerinden erişilebilen yüksek çözünürlüklü topografi haritasından indirilen veriler, kamyonun kinetik enerjisinden en iyi şekilde yararlanmak ve yakıt tüketimini azaltmak üzere kullanılır.

Şirketimizde otonom teknolojiler konusunda çalışan Ar-Ge gruplarımız bulunuyor. Bu teknolojilerin üzerine kurgulanacak yeni nesil araç fonksiyonlarının ilerleyen dönemde “marka imajı ve rekabetini” yönetecek temel unsurlar olduğuna inanıyor, hem iç süreçlerimizi hem de yetkinliklerimizi bu teknolojileri derinlemesine anlamak ve maksimum seviyede kullanmak için geliştiriyoruz. Ekiplerimizin yaptığı çalışmaları kısaca aktarmak isterim;

Ticari grubumuzda; ağır ticari kamyon ve şehir içi otobüslerde sürüş güvenliğinin artırılmasına yönelik Seviye 2 ve üstü otonom araç teknolojileri (otoban asistanı, acil durum frenleme sistemi, kör nokta uyarı sistemi vb.) iç kaynaklarla geliştirilmektedir. Bu süreçte çeşitli sensör, kontrolcü, aktüatör ve özellikle yapay zeka/makine öğrenmesi teknolojilerinden faydalanılmaktadır.

Savunma Sanayi grubumuzda ise en son teknoloji LIDAR sensörlerinin tercih edildiği projede, saniyede 150.000’e kadar nokta taranarak çevre haritalarının oluşturulması, entegre edilen kameralar, sensörler ve radarlarla birlikte rota planlama, çevreyi ve nesneleri tanımlayabilme, hareketli ya da sabit nesneleri ayırt edebilme, şerit takibi, trafik levhaları tanıma, canlı ya da cansız nesneleri takip edebilme ve tekli ya da konvoy içinde yapay zeka temelli otonom sürüş yapabilmesi hedefleniyor.

Üretim süreçlerinde ve araçlarda hangi yeni nesil teknolojilerden yararlanıyorsunuz? Bu teknolojiler ile ne tür kazanımlar elde ettiniz?

BMC üretim tesisleri 2016 yılından itibaren yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu süreçte, üretim gereksinimlerinde günümüz teknolojileri takip edilerek bazı aşamalarda ülkemizde tam olarak rüştü ispatlanmamış teknolojilerde de öncü girişimlerde bulunuldu.

BMC’nin imalat ve üretim aşamalarında otomasyon ve PLC tabanlı robotik sistemlerin yanı sıra, bu sistemler ile entegre çalışan vision teknolojisi, lazer sistemleri, RFID etiket ile ürün ve veri takibi, SCADA sistemleri ve prosesler için özelleşmiş sensör teknolojilerinin günümüz teknoloji trendlerine uygun olarak birçoğu bulunuyor. Üretim makinaları, sensörler ve PLC sistemlerinden toplanan veriler, OPC server ile MES sistemleri üzerinden OEE takibinde kullanılıyor.

Üretim ekosisteminin ERP sistemlerimiz ile tam entegre olması yönünde bilgi teknolojileri ve endüstriyel teknolojik altyapı yatırımlarımız da devam ediyor. Ayrıca montaj hatlarında araçların hangi aşamada olduklarının takibi için (private) IoT tabanlı Real Time Locationing yapılıyor, hem montaj hatları hızı hem de üretim dışındaki alanlarda araçların bulundukları lokasyonlar da takip ediliyor. 

Otomasyona ve teknolojiye dayalı üretim teknolojileri ile operasyon zamanlarından elde edilen kazanımların yanında hataların önlenmesi, kalite kazanımları ve proseslerin tekrarlaması anlamında verimlilik artışları yaşıyoruz. Mühendislik birimlerinin üretim faaliyetlerinin takibi ve geliştirmeler üzerine prosesleri izlemesine olanak sağlayan sistemler sayesinde üretim verimliliklerine doğrudan katkı sağlıyoruz.

Savunma Sanayii’nde de faaliyet gösteren bir kurum olarak güvenliği kendi bünyenizde nasıl konumlandırıyorsunuz?

Belirttiğiniz gibi içinde bulunduğumuz sektör, yüksek güvenlik standartlarının uygulanmasını gerektiriyor. Bundan 3 yıl önce mevcut durumu inceleyerek, karşı karşıya olduğumuz güvenlik risklerini göz önüne alarak bir bilgi güvenliği stratejisi yol haritası oluşturup işe başladık. Bu yol haritasına göre proje ve yatırım planlarımızı oluşturduk ve adım adım ilerledik, halen de bu stratejilerimizi gözden geçirip gereken güncellemelerle ilerlemeye devam ediyoruz.

Çalışmalarımızı BMC Grup Bilgi Teknolojileri organizasyonu içerisinde ayrı bir ekip olarak oluşturduğumuz siber güvenlik birimimiz yürütüyor. Uymamız gereken mevzuatlar gereği çoğunlukla ürünleri “on premise” diye tabir edilen, kendi bünyemizdeki sistemlerde konumlandırmayı tercih ediyor ve kendi ana ekibimizle yönetmeye çalışıyoruz. Elbette ki destek aldığımız uzman partner şirketlerimiz de mevcut. Bunun yanında kurumumuz ISO27001 BGYS sertifikasyonuna da sahip. Bilgi güvenliği süreçlerimizi bu çerçevede içselleştirip bu tür mevzuatlara uygun olarak yönetme ve sürekli iyileştirme çabasındayız.

Kurumumuzun lokasyonları arasındaki veri iletişimi için Turkcell MPLS ağ yapısını kullanıyoruz. İki taraflı firewall cihazları üzerinden kriptolu olarak aktardığımız şirket veri trafiği daha güvenli bir altyapıya sahip oluyor. Ayrıca tüm kurumsal GSM hatlarımız için bazı mobil uygulamalara erişimi kısıtlayabilmek için Static IP hizmeti alıyoruz. 

Turkcell’in misafir interneti hizmetini tüm lokasyonlarımızda kullanmaktayız. Bu hizmet kurum dışı cihazların ağımıza bağlanma risklerinin önüne geçilmesini sağladı. Ek olarak, erişimlerin kayıt altına alınma yükümlülüğünü da yerine getirmiş olduk. En önemlisi de kurumsal internet hatlarımızı Turkcell DDoS hizmeti ile koruma altında tutmaktayız. Ayrıca şirket sistemlerimizin bir kopyasını uzak coğrafi yedekleme ve olağanüstü durum merkezi olarak Turkcell Gebze Veri Merkezi’nde, ulaşımı fiziksel olarak da kısıtlanmış bir bölgede bulunduruyoruz. Herhangi bir olağanüstü durum oluşması durumunda kritik tüm sistemlerimiz Turkcell veri merkezinden kesintisiz hizmet vermeye devam edebiliyor.

Turkcell ile hayata geçirmeyi planladığınız yeni projeler olacak mı?

Gündemimizde DDoS hizmetini bir kademe daha yükselterek DDoS 2.0 hizmetine geçirmek var, çalışmalarımız devam ediyor. Bunun yanında, Turkcell’in siber tehdit istihbarat ürünü olan Bozok’u da yeni yeni kullanmaya başlıyoruz. Bu servisi kendi güvenlik ürünlerimizle entegre ederek daha etkin koruma imkanına sahip olmayı, olası bilgi sızıntılarını ve güvenlik zafiyetlerini hızlıca tespit etmeyi hedefliyoruz.

Comments

Yorum yapma kapatılmıştır