Dijital ŞirketlerENERJİ

Maliyet ve optimizasyon için doğru iş ortağımız Turkcell oldu!

0

Aktek olarak daha çok yeni nesil endüstriyel teknolojilerde ilerlemek istediklerini söyleyen Aktek Bilişim Genel Müdürü Dr. Reha Çetin, “Turkcell ile tamamlayıcılığın yanı sıra, hem mecra hem iş fırsatları hem de yaygınlıkla kendilerinin gitmek istedikleri yolda, iş birliği yapıyoruz. Turkcell, maliyet ve optimizasyon konusunda da isteklerimize yanıt verebildiği için tekil yerden hizmet alarak bu hizmeti ve zamanı kolay ve doğru bir şekilde yönetmemizi sağlıyor. Bu da kurumsal uyum açısından çok kritik bir konu.” dedi.

1982’de Kuleli Askeri Lisesi’nin ardından 1986 yılında Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun olan Dr. Reha Çetin, ardından yüksek lisans ve doktora programlarını da tamamladı. 35 yıldır kesintisiz devam eden profesyonel iş hayatı boyunca Çetin, teknolojiden bilgi teknolojilerine, yazılım ve donanım çözümlerinden üniversite, banka ve finansa kadar birçok alanda ve sektörde görev aldı. Dr. Reha Çetin, reel sektöre girişiyle birlikte, dokuz yıldır üstlendiği Akkök Holding’in teknoloji kurumu olan Aktek Bilgi İletişim’in Genel Müdürlüğü’nü yapmaya devam ediyor.

Aktek Bilişim Genel Müdürü Dr. Reha Çetin ile pandemi sürecini, teknolojinin geleceğini ve 2021 hedeflerini konuştuk…

Faaliyetleri ve hizmetleri ile Aktek’i daha yakından tanımak isteriz…

Aktek aslında bir bilgi teknolojileri organizasyonu, kurumu… Kendimizi entegratör olarak konumluyoruz; çünkü her türlü yazılım ve donanım çözümünü, hizmetini ve operasyonu 7/24 destek ve dijital iş stratejileri uyumuyla kendi bünyemizde sahip olduğumuz iki farklı veri merkezi ile yapabiliyoruz ya da uygun iş partnerlerimizle bu işi yüklenip baştan sona sonuçlandırabiliyoruz. Aktek, 14 yaşında bir teknoloji şirketi ve grup içi-dışında toplam hacmimizin de büyümesiyle, grup içinde yüzde 70 ila yüzde 80 seviyelerinde ciro yapıyoruz. Grup dışında ise zaman zaman yüzde 50’ye kadar ciro başarılarımız oldu. Bunu hacimsel ve oransal değer katarak geliştirmeyi hedefliyoruz.

Son birkaç yıllık ekonomik konjonktürde daha ağırlıklı olarak hizmet, üretilen hizmet, ürün ve yazılım ihracatı gibi grup ve ülke dışında özellikle de Amerika’ya kendi ürettiğimiz ürünleri, projeleri ve çözümleri sunmayı hedefledik. Ürün ve proje geliştirmek dışında Ar-Ge de yapıyoruz. Tamamladığımız iki enerji destekli Ar-Ge projemize, bu yılın başlarında üç adet yeni proje daha ekledik. Grup içi-dışında belli bir harmonizasyonda ilerliyoruz. Örneğin, Oracle EBS ile çok başarılı bir grup dışı ERP uygulamamız oldu. Oyak Grubu’nun, dünyanın en büyük PVC stabilizatörü üretimini yapan şirketi Akdeniz-Chemson ile çalıştık. 2019’un başında başladığımız uçtan uca komple ERP projesini 31 Aralık 2019’da devreye aldık. Proje sayesinde fabrikadaki her şey 2020 Ocak’tan beri uçtan uca Oracle EBS altında çalışıyor. Bu proje Aktek’in kendi kaynakları ile yaptığı grup dışındaki en büyük ERP projesi oldu. Değerli müşterimizin de katkıları ile birlikte başardığımız çok başarılı bir Aktek Made projemiz oldu. Ayrıca Yemeksepeti, Yıldızlar Yatırım Holding, Kızılkaya Gümrük, Ünsped, MAİS, Ferro Döküm, Kaptan Denizcilik, Marzinc, TAYSAD üyelerine özel çözümler ve bankalarla da grup dışında çalışıyoruz. Vakıf üniversitelerimize de birtakım donanımlar ve çözümler sağlıyoruz, katma değerli uygun projeler olduğu zaman birlikte değerlendiriyoruz.

Dijitalleşme ve dijitalleşme stratejilerinde endüstriyel teknolojiye önem veren bir şirketiz. Yazılım tarafında ise yurtdışı ihracatını önemsiyoruz. Burada yeni teknolojilerle özellikle, üç yıldır Amazon Web Services ile projeler ve ürünler geliştirip yurtdışına satıyoruz. Bu yıl projelerimiz daha da arttı. Amerika’yı temel hedefimiz olarak konumlandırdık. Önümüzdeki yıllar için Aktek’in Amerika’da bir bacağının olmasını planlıyoruz.

Pandemi döneminde neler yaptınız, değişimleriniz neler oldu? Bu sürecin devamında sizce bizi neler bekliyor?

Pandemi sürecinden hemen hemen tüm teknoloji şirketleri maalesef olumlu etkilendi; çünkü teknoloji artık bir zorunluluktan öte bir standart haline geldi. Tüm dünyanın etkilendiği bu kötü süreçte, iletişimin ve teknolojinin olduğu her yerde bazı iş alanları operasyonlarına devam edebildi. Örneğin, teknolojiyle ilgili servisler ve e- ticaretle ilgili her türlü iş ilerledi. Teknoloji şirketleri dünya genelinde sürecin pozitif yansımalarını görürken fiziki faaliyet ile üretim yapılması gereken işler ya da turizm ve ulaşım gibi insanların hareketi ile oluşan sektörler süreçten negatif etkilendi. Tıp, gıda, teknoloji, tedarik, güvenlik, lokal üretim ve eğitim gibi sektörlerin stratejik önemi ve kıymeti çok daha iyi kavrandı.

Diğer taraftan, bütün teknoloji şirketlerinin bildiği video ile iletişim imkanı artık 90 yaşındaki bireyden 5 yaşındaki çocuğa kadar herkes için tek tuşla, erişim bulduğu her yerden kullanabileceği kadar kolaylaştı. Sosyal medya uygulamaları ve finansal uygulamalar, elektronik olarak hazır olduğu için bütün işlemleri kesintisiz olarak yapabildi. Bu dijital hareketliliğin arkasında elbette yıllar öncesinde başlayan dijital dönüşüm yatırımları bulunuyor. Şirketler pandemiyle birlikte zaten hazırda olan video konferans çözümleri gibi hizmetlerini hemen piyasaya sürdü ve bu hizmetlerin popülaritesi bir anda arttı. Problem yaşadığımız bazı sorunlara da hızla çözümler getirildi. Teknoloji tam da bu yüzden pozitif etkilendi. Bu hareketliliğin önümüzdeki dönemde daha da artan tempoda olacağını düşünüyorum.

Çalışma biçimleri de yepyeni bir düzende olacak. Burada yaşanan kırılmaya, kültürel ve altyapı hazırlığı olan, iş yapış birimi prosedürüne sahip firmalar çok hızlı geçti. Akkök’ün şirketleri de bu anlamda, Aktek’in almış olduğu kapasiteleri artırma, VPN’i güçlendirme, teknik kapasite artırma ve daha üst siber güvenlik önlemlerini notebook, end-point araçları, tablet, telefon ve laptop gibi zaten kullanır olduğumuz için cihazlara ekleyerek sürece çok kolay adapte oldu. Altyapımız da güçlü olduğu için aynı gün uzaktan sorunsuz 7/24 online olarak çalışmaya başladık.

Yeni düzenimizin artık hibritin de ötesinde bir dönüşüm içereceğini düşünüyorum. Buna uyan dijital sektörler daha da artacaktır. Yeni çalışma düzeninin önce hibrit model ile başlayacağını daha sonra da ağırlıklı olarak çalışanla işveren arasında bir iş birliği gerektiren, daha uzaktan, yolda vakit kaybetmeyi azaltan, çalışma imkanını uzaktan esnek bir ofis ortamından yapabilen ve buna karşı daha prosedürel iş tanımı ve bireysel girişime bir miktar daha şans tanıyan bir modele dönüşeceğini öngörüyorum; çünkü bu modelin özgürlük ve esneklik sunacağına inanıyorum. Yeni düzende iletişim odaklı olmaktansa daha sonuç odaklı çalışacağız. Tüm bunlar yeni normalin pozitif yansımaları iken negatif yönü de insanın sosyal bir varlık olmasına dayanıyor. Sosyalleşme azaldığı için hepimiz şikayetçiyiz. Bu kısıtlama süreçlerinin ne zaman biteceğini öngöremediğimiz için de her geçen gün biraz daha zorlanıyoruz. Bu da motivasyonda doğal olarak süreklilik kaybı yaratıyor.

Uzaktan çalışma ve güvenlik daha da önemli hale geldi. Siz bu konuda neler yapıyorsunuz, güvenliğinizi nasıl sağlıyorsunuz? Uzaktan çalışmada kullandığınız programlar ve yazılımlardan da biraz bahseder misiniz?

Dünyada siber güvenlikle ilgili bilinen tüm ürünlerin en üstünde yer alan ya da ikinci markası olan ürünlerle çalışıyoruz. Forcepoint’in tüm paketlerini ve McAfee’yi kullanıyoruz. End-point ve VPN için de kullandığımız özel sistemler var. Donanımını aldığımız defter, e-fatura, e-arşiv de bütün şirketlerimizle tek bir yapıda. End-point’e ilişkin disk şifrelemesi, bilgi şifrelemesi, veri maskelemesi, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na (KVKK) uyumlulukla ilgili işler ve bunların geliştirilmesinin yanı sıra, internet yükümüzü dengeleyen ve alternatif hem fiber hem kablosuz hem de fiziksel ve çoklu bağlantılarla yönetilen yapılarımız var. Kısacası 365 gün ve 7/24 yaşayan bir şirketiz.

Aktek’e ait iki tane veri merkezimiz de bulunuyor. Bunlardan birisi Yalova’da diğeri ise İstanbul’da. Her iki veri merkezi de veriyi eş zamanlı yedekleyecek şekilde ve herhangi bir felakette biri diğerinden işi alıp kesintisiz devam edecek şekilde planlandı. Bu dönemde VPN bağlantılarımızda da güvenliği artırdık. Bununla ilgili hem kolaylaştırıcı hem de özellikle veri güvenliğini ve bağlantı güvenliğini sağlayacak ürünler ve çözümler geliştirdik. Uzaktan çalışmayı bir izleme ya da izleme metoduna geçirecek bir prosedür üzerinde de çalışıyoruz.

Aktif olarak üç yıla yakındır grup dışı yani kendi hizmetimizin dışında SOC hizmeti de kullanıyoruz ve oldukça memnunuz; çünkü olası bir siber atak hareketini önceden proaktif bir şekilde öğreniyoruz. Bu sayede bazı önlemleri daha güçlü alma şansımız oluyor. İç ve dış denetimler, iç ve dış sızma testleri ve zafiyet testleri dışında periyodik olarak planlı ve plansız oltalama saldırıları düzenliyoruz. Bunların mutlaka geri bildirimini değerlendiriyoruz. Eğer farkındalıkla ilgili bir düşüklük varsa, kişisel olarak çalışanlarımıza teker teker eğitimler veriyoruz. Bu eğitimler sonucunda farkındalığı yüzde 60-70 seviyelerine çıkarmayı başardık.

Akkök bünyesindeki bilgi güvenliği güçlendirme çalışmaları ise maliyeti ve yönetimi kolaylaştırıyor ve daha anlamlı oluyor. Daha hızlı ve çevik hareket ederek kullanıcılarımızın işlerine odaklanmasını sağlıyoruz. Teknoloji ve güvenlik kısmı da bize kalıyor. Partnerlerimizle de bu konuda güçlü iş birlikleri içerisindeyiz. Zaman zaman yurtdışından da kaynak kullandığımız oldu.

Pandemi sonrasında ise VPN kapasite artırımını aldık. Uzaktan çalışmada aktif log izlemeye daha çok dikkat ettik ve log dengelerimizi geliştirdik. İnsan kaynağımızın büyük bir kısmı uzaktan çalışmaya geçtiği için oltalama testlerimizi de daha çok yaptık. End-point güvenliği noktasında da sızıntıları azaltmak için farkındalık, eğitimleri ve penetrasyonla ilgili zafiyet noktalarında bilgilendirme, bağlantı sayılarını artırma üst yönetime raporlama, şifrelemeyi artıran ve veri kaybına neden olabilecek disklerin ya da verinin kodlanması gibi işleri daha ağırlıklı olarak uyguladık. End-point’i kontrol edemediğimiz için pandemi döneminde en çok bu konuya önem verdik. Öte yandan, bireysel ve kurumsal verinin mahremiyeti ve bunun ayrılması ile ilgili karşı tarafın güvenini artırma konusunda çalışıyoruz. Cihazlardaki verileri korumaya yönelik mobil cihaz yönetimi ve veri maskeleme yapmaya da başladık.

Turkcell’in iç süreçlerinize katkısını nasıl değerlendirirsiniz? Turkcell ekipleri şirketinize ne gibi değerler katıyor?

Turkcell ile sabit operatör, mobil operatör, iş ve çözümler, yeni ihtiyaçların adaptasyonu, birlikte yeni işler geliştirme ve dijital stratejilerimiz ile dijital dönüşümümüzde partnerliğe kadar giden çok uzun soluklu ve gelişen bir iş ilişkimiz var. Turkcell bu noktada bizi en iyi anlayan ve en çabuk yanıt veren iş ortaklarımızdan. Grubumuz içerisinde 30 bine yakın IoT cihazı ve Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce gibi şehirlerimizde sahada bulunan akıllı sayaç okuyucularımız var. Bu bağlamda, çeşitli yeni dijital projelerde ve şirketlerimizin ihtiyacı olması durumunda Turkcell ile birlikte iş ve ekosistem birliği yapıyoruz. Kurumsal nezaketimiz, iş yapış biçimimiz ve ekiplerimizin olaylara bakış açısı Turkcell ile entegre olarak birbirleriyle oldukça uyumlu. Fırsatımızın olduğu her zaman paylaşımcı bir şekilde hareket ediyoruz. Daha çok endüstriyel teknolojilerde ilerlemek istediğimiz için Turkcell ile tamamlayıcılığın yanı sıra, hem mecra hem iş fırsatları anlamında hem de kendilerinin gitmek istedikleri yolda aslında yol birliği yapıyoruz. Turkcell, maliyet ve optimizasyon konusunda da isteklerimize yanıt verebildiği için tekil yerden hizmet alarak bu hizmeti ve zamanı kolay ve doğru bir şekilde yönetmemizi sağlıyor. Bu da kurumsal uyum açısından çok kritik bir konu.

Grup şirketlerimizde Turkcell’in iyi uygulamalarından bazılarını da kullanıyoruz ve iş birliği olanağımızı sürekli artırmaya çalışıyoruz. Yeni işlerde de her zaman iş paylaşımı yapıyoruz. Örneğin, Ar-Ge projelerimizi Turkcell ile konuşuyoruz. Burada fırsat, fikir, olası kesişen noktalar veya paralel olan yerler ya da projeyi daha üste çıkarabileceğimiz şeyleri deniyoruz.

Bu yolculukta Turkcell’i sadece bir mobil operatör değil, bir dijital iş ortağımız olarak görüyoruz. Bugüne kadar Turkcell ile yaptığımız tüm iş ortaklığından memnunuz. İsteklerimizi karşılıklı olarak dinliyor ve anlıyoruz, böylece ortak çözümler üretiyoruz. İlişkilerimizi daha da güçlendirerek ülkeye, şirketlerimize ve çalışanlarımıza katkımızı artırmayı hedefliyoruz.

Aktek için 2021 nasıl bir yıl olacak?

Akkök Holding, öncelikle üç sektörde üretim yapan bir holding; enerji, kimya ve gayrimenkul. Bu sektörler bağlamında, 2021’de Aktek olarak dijital iş stratejileri, dijital dönüşüm, dijital yayın iş modeli, çözümler, ürünler, hizmetler, servisler sağlamada hem grup içinde hem de grup dışında çok daha fazla başarıya imza atmak istiyoruz. Diğer taraftan, nitelikli insan kaynağımıza da öncelik vererek yurtdışında yapmaya başladığımız ve üç yıldır devam eden yazılım veya üretilen hizmet, ürün ihracatımızı daha çok ülkeye sunmayı hedefliyoruz. Özellikle veri, yapay zeka, makine öğrenmesi, robot teknolojileri ve dijitalleşme işe ve değer üretmeye oldukça fayda sağlıyor. Bu bakımdan yeni nesil uygulamaların, çözümlerin ve entegre kullanımların; iletişim kapasite ve hızlarındaki kabiliyetlerin de artmasıyla birlikte sağlıktan ulaşıma, eğlenceden finansa kadar çok daha fazla kaynak ve dijital iş fırsatı sunacağını öngörüyorum.

Aktek olarak, endüstriyel teknoloji değişimini stratejik planlarımıza ekledik. 2021 itibarıyla endüstriyel teknolojide daha güçlü olmayı hedefliyoruz; çünkü hem grup içinde hem de grup dışında bu konuda pratiklerimiz ve multidisipliner yaklaşımlarımız var. Back-end’te birçok çözümümüz, front-end tarafında ise pek çok hazırlığımız var. Tüm bunları birleştirip çeşitli üçüncü taraf ürünler de ortaya koyarak bir ürün, çözüm ve değer paketi haline getirmek istiyoruz. Dijital iş stratejilerimiz, dijitalleşme kısımdaki en önemli maddelerimizden biri; çünkü kimya endüstrisinde üretimin yanı sıra, enerji üstüne de hem üretim hem dağıtım yapıyoruz. Gayrimenkulde de aynı süreçler mevcut olduğu için buradaki işler birbiriyle oldukça uyumlu.

Girişimciler, yatırımcılar, start-up’tan daha ortalamaya geçmiş firmalara başarı yolunda destek verip iş birliği yapmak da hedeflerimizden bazıları. Teknoloji odağımızı artırarak Türkiye’de bilinirliğimizi daha yukarı çekmek ve yurtdışında ihracatımızı artırmak istiyoruz. Bunun hammaddesi de aslında hiçbir yerden ithal edilmiyor. Bu güç tamamıyla kendimizde ve ülkemizde bulunuyor. Çok başarılı, kabiliyeti yüksek ve yetenekli teknoloji çalışanlarımız ve BT ekibimiz var. Bu fırsatı kullanarak çeviklik, esneklik, arzu, iştah ve takip etmeyi ürünleştirmeliyiz. Özellikle teknoloji alanında, coğrafi olarak ihracat yapma avantajımızı lehimize çevirerek pozitif yanlarını artık kullanmaya başlamalıyız. Elbette hepsinden önemlisi “önce sağlık” diyoruz.

Comments

Yorum yapma kapatılmıştır